ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ( DİSLEKSİ )



Özgül öğrenme nedir?

Zeka düzeyi normal olmasına rağmen çocuğun okuma, matematik ve yazılı anlatım becerilerini de içeren bilişsel süreçlerde ortaya çıkan bozulmadır.
konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ile matematik yeteneklerin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlükler ile kendini gösteren heterojen bir bozukluktur

Özel Öğrenme Güçlüğü Gruplarının Özellikleri

Okuma Güçlüğü (Disleksi)

Görsel bilgi, primer görsel korteksten geçerek frontal kortekse doğru gelir. Bu yol, nesnenin nerede olduğunu bilmeyi sağlayan yoldur. disleksideki harflerin yerini şaşırma, satırları karıştırma, mekan algısı gibi gelişimsel veya patolojik sorunların nedeni bu yoldaki sorunlar ile açıklanabilir (Madi, 2006). Okuma ve dil temelli öğrenmede yetersizlik, yavaşlık ve zorlanma, okuduğunu anlama ile dinlediğini anlama arasında fark, imla ile ilgili zorluklar, el yazısı yazma zorlukları, bilinen kelimeleri hatırlamada güçlük, matematik hesaplarında güçlük şeklinde sorunlar görülebilir




Özel Öğrenme Güçlüğü Gruplarının Özellikleri

Okuma Güçlüğü (Disleksi)
Görsel bilgi, primer görsel korteksten geçerek frontal kortekse doğru gelir. Bu yol, nesnenin nerede olduğunu bilmeyi sağlayan yoldur. disleksideki harflerin yerini şaşırma, satırları karıştırma, mekan algısı gibi gelişimsel veya patolojik sorunların nedeni bu yoldaki sorunlar ile açıklanabilir (Madi, 2006). Okuma ve dil temelli öğrenmede yetersizlik, yavaşlık ve zorlanma, okuduğunu anlama ile dinlediğini anlama arasında fark, imla ile ilgili zorluklar, el yazısı yazma zorlukları, bilinen kelimeleri hatırlamada güçlük, matematik hesaplarında güçlük şeklinde sorunlar görülebilir

Matematik Zorluğu (Diskalkuli)
Matematikte yetersizliktir. Mekan, miktar, pozitif ve negatif değerler ile kazanma, borçlanma gibi değerleri anlamada, kelimeye dayalı problemleri anlamada ve yapmada, bilgi ve olayları sıralamada, matematik işlemleri basamaklarını kullanmada, kesirleri anlamada, para kullanmada ve değiştirmede, desenleri tanımada (çoğalan, bölünen), matematik terimlerini yazmada, zaman kavramını (saat, gün, hafta, ay, mevsim) anlamada, sayfaları düzenlemede, rakamları sıraya dizmede, bölme işlemlerinde güçlük yaşanır.

Yazma Güçlüğü (Disgrafi)
Düzensiz boyut, eğiklik ve şekillerde elyazısı yazma sorunudur. Kelimeleri yarım
yazma, harf atlama, kelime ve harfler arasında düzensiz boşluklar, doğru olmayan bilek pozisyonları, kâğıdın yönünü yanlış pozisyonlama, yazıları kopyalamada yavaşlık ve yorulma, kâğıt üzerinde mekanı kullanmada zayıflık, not alma ve yaratıcı yazı yazmada, düşünürken aynı anda yazı yazmada zorluklar görülmektedir.

Motor Planlamada Zorluk (Dispraksia)
Problem motor koordinasyondadır. Çocuk zayıf bir denge ve beceriksiz hareketlersergiler. Motor planlama ve vücudun her iki yanını koordine etmede zorluk çeker. Zayıfbir el-göz koordinasyonuna sahiptir. Vücudun hareketlerini ve eşyaları düzenlemede güçlük, dokunmaya pozitif duyarlılık, yüksek seslerden, tekrarlayan (saat sesi, kalemle masanın üzerini tıklatma sesi v.b.) seslerden rahatsızlık mevcuttur. Sınırlandırılmış şekilleri boyama, doğru kesme, düzgünce yapıştırma gibi ince motor becerilerde zorluk görülebilir.

İşitsel İşleme Bozukluğu
Dili anlama, işleme, dile dair olanları hatırlamada yaşanan güçlüklerdir. Düşünce ve fikirleri açıklamada yavaşlık, benzer sesli kelimeleri karıştırma, şakaları, benzetmeleri anlamada, sunum ve konferanslara odaklanmada, karmaşık konuşmaları ya da hızlı konuşmaları anlamada güçlük Dalgınlık anında insanları fark edememe, konuşulanları duyduğu halde sık sık ne dendiğini sorma şeklinde davranışlar gözlenir.

Görsel Algı/Görsel Motor Yetersizliği
Bu alanda yetersizliği olan çocuklar harfleri ters çevirir (b yerine d, u yerine n gibi), doğru kopyalayamaz, gözlerinde kaşıntı olur, okurken, çalışırken bir gözünü kapatır, esner, okuduğu yeri sık sık kaybeder, kalemleri sıkı sıkı tutar, kesmek ve yapıştırmak için mücadele eder.

Dil Bozuklukları
Konuşulan dili ve okuduğunu anlama güçlüğüdür. Yazılı ifadede, düşünceleri sözlü olarak ifade etmekte, nesneleri tanıma ve etiketlemede güçlük görülür. Çocuk genellikle söyleyecek çok şeyi olsa da yolunu bulamaz, söyleyecekleri hep dilinin ucunda hissindedir. Bir nesneyi tanımlamak ister ama kelimeyi bulmakta güçlük çeker. Kendini depresif, üzgün hissedebilir, şakalara karşı zorluk çekerler.

Sıklık
Özel öğrenme güçlüğü okul çağı çocuklarında görülme sıklığı 2-5 , toplumda görülme sıklığı ise %5-10  olarak belirtilmiştir. Erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha fazla görülmektedir

 

DSM-IV’e Göre Öğrenme Bozukluklarının Tanı Ölçütleri:

Okuma bozukluğu için tanı ölçütleri:
A. Bireysel olarak uygulanan standart doğru okuma ya da kavrama testleri ile
ölçüldüğünde, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarakaldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır.
B. A tanı ölçütündeki bozukluk okul başarısını ya da okuma becerileri gerektiren
günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
C. Duyusal bir bozukluk varsa bile okuma zorluğu genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Bu bozukluk matematik bozukluğu ve yazılı anlatım bozukluğu ile birlikte bulunur ve okuma bozukluğunun olmadığı durumlarda bu bozuklukların bulunması göreceli olarak azdır. Okuma bozukluğu, matematik ve yazılı anlatım bozukluğu ile birlikte tüm öğrenme güçlüklerinin beşte dördünü oluşturur. Okuma bozukluğunda ailesel yatkınlık vardır. Öğrenme bozukluğu olan bireylerin birinci dereceden kan bağı olan akrabalarında daha sıktır.

Matematik bozukluğu için tanı ölçütleri:
A. Bireysel olarak uygulanan standart testlerle ölçüldüğünde, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda matematiksel becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır.
B. A tanı ölçütündeki bozukluk okul başarısını ya da matematik becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
C. Duyusal bir bozukluk varsa bile matematik becerisi sorunları genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Okul çağı çocuklarının %1 de görülür. Anaokulu düzeyinde ortaya çıkarsa da yeterli resmi matematik eğitimi çoğu okulda bu noktadan önce başlamadığı için anaokulunun sonundan ya da birinci sınıftan önce nadiren tanınır.

Yazılı anlatım bozukluğu için tanı ölçütleri:
A. Bireysel olarak uygulanan standart testlerle ölçüldüğünde, bireyin kronolojik yaşı, ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda yazma becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır.
B. A tanı ölçütündeki bozukluk okul başarısını ya da yazılı metin derlemeyi gerektiren günlük yaşam etkinliklerini (örn. dilbilgisi kuralları yönünden doğru cümleler ve iyi düzenlenmiş paragraflar yazma) önemli ölçüde bozar.
C. Duyusal bir bozukluk varsa bile yazma becerisi sorunları genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır (APA, 2005).

Anne ve baba kaygıları ve belirtiler

  • Haftanın günlerini öğrenebilecek mi?
  • Mars’ta yaşam üzerine konuşabiliyor ama iki ile ikiyi neden toplayamıyor?
  • Niye okulda iyi değil? dedeyi neden bebe diye okuyor?
  • d ve b harfleri arasındaki farkı göremiyor mu? Anlamını bildiği bu kelimeleri neden okuyamıyor?
  • Neden aklı kadar başaramıyor?
  • Dört farklı aritmetik probleminin hepsine birden neden aynı cevabı veriyor?
  • Çok iyi bir çocuk çok çalışıyor ama neden başaramıyor?
  • Her yıl aynı noktada, sanki sadece yaşı büyüyor…
  • Bu çocuklar ‘‘çini’’ yi ‘‘ için’’ okurlar; 41’i 14 yazarlar; p’yi d, d’yi b yazarlar ve bir kelimeyi oluşturan harflerin sırasını hatırlayamazlar.
  • Ödevlerini tahtadan defterlerine geçiremezler.
  • Kitaplarının yerini unuturlar.
  • Eşyalarını kaybederler.
  • İçinde bulundukları yılı, günü ve mevsimi ayırt edemezler.
  • Kahvaltıya öğle yemeği diyebilirler; dün bugün ve yarını karıştırabilirler.
  • Gördüklerini hatırlayamazlar yada zihinlerinde canlandıramazlar.
  • Bu çocuklar sınıfta öğrenemezler, bir cümle ya da fikrin ortasından başlayabilirler ya da bir cümlenin ortasında durabilirler.
  • Bazı durumlarda toplama çarpma yapabilirler; ama çıkartma yada bölme yapamazlar.
  • Kimi zamanda matematiği sadece zihinden yapabilirler, ama yazamazlar.
  • Kelimeleri yüksek sesle okurken harfleri ve heceleri atlayabilirler ya da ekleyebilirler.

Özel öğrenme güçlüğü nedenleri

Harwell‘e göre Özel öğrenme güçlüğü genetik, beyin hasarı, nörolojik problemler, biyokimyasal reaksiyonlar ve psikolojik nedenler sonucu olabilir. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği teorilerine göre beyindeki kimyasal dengesizlikler, genetik, beyin travması veya hasarı, alerjiler veya nörolojik faktörler sebep gösterilmektedir. Özel öğrenme güçlüğü genellikle genetik kökenlidir. Zor geçen hamilelik dönemi, prematürelik, doğum öncesi yaşanan güçlükler (oksijen ve beslenme problemi, annenin sigara, uyuşturucu ve alkol kullanması, doğum sonrası travma, çok yüksek seyreden ateş, kafa travmaları, erken çocukluk döneminde alüminyum, arsenik, kurşun ve diğer nörotoksik madde zehirlenmeleri özel öğrenme güçlüğü nedenleridir.

TEDAVİ

Öğrenme Bozukluğu olan çocuk ve gençlere tanı konulması da, izlenmesi de oldukça titiz, dikkatli uzun süren değerlendirmeleri ve multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir.

Silver'ın (1997) belirttiği gibi değerlendirme medikal, psikiyatrik ve psiko-pedagojik durumun kapsamlı olarak incelenmesini içermelidir. Tedavinin başarısı, olgunun çok iyi değerlendirilmesine bağlıdır.

Öğrenme Bozukluğunun tedavisinde ilaçların etkili olmadığı da gösterilmiştir. Öğrenme bozukluğu olgusuna uygulanan terapiler bir anlamda "eğitim" dir. Öğrenme, dikkat, algılama, problem-çözme, iletişim, sosyal ilişkiler, self-kontrol becerilerinin geliştirilmesine odaklanan metakognitif bir yaklaşımla tedavi ya da rehabilite edilebilirler. Eğitimsel terapi, özel eğitim, rehabilitasyon, bilişsel rehabilitasyon, pedagojik danışmanlık,nöropsikolojik tedavi, psiko-pedagojik yaklaşım, eğitimsel müdahale ve terapi, metakognitif müdahale bu örneklerdendir.

Eğitimi veren kişinin uzman olması gerekir. Çünkü eğitim bir nevi kişinin beyninin hatalı işleyişini düzeltme işidir. Nasıl değerlendireceği BEB‘i nasıl yapacağı, Hangi alanlarda (disleksi, disgrafi,diskalkuli )sorun olduğu, işitsel algımı yoksa görsel algıda mı? problem olduğunu tespit etmesi gerekir. Eğitisel yaklaşımda  bu durumlar göz önüne alınarak sistamatik bir eğitim verilmelir.