KEKEMELİK

KEKEMELİK

Tanım: Kekemelik konusmanın doğal akısının bir biçimde kesintiye uğramasıdır.

Kekemeliğin temel özelliği, bireyin konusmasını gerek akıcılık, gerekse zamanlama yönünden yasına uygun olmayan biçimde bozuk olmasıdır. Bu bozukluk seslerin ve hecelerin sık sık yinelemeleri ve uzatmaları ile belirlidir. Konusma akıcılığındaki bozulma okuldaki ya da mesleki basarıyı ya da toplumsal iletisimi bozar. Konusma ile ilgili motor ya da duyusal bir bozukluk varsa, konusma zorlukları genellikle bu soruna eslik edenlerden çok daha fazladır (DSM-IV) Kekemelik, yedi yasından önce ortaya çıkan bir konusma bozukluğudur. Genellikle 3-5 yasları arasında baslar. Ancak nadiren de olsa ergenlik döneminde de ortaya çıkabilir.

Belli bir yasa dek düzgün ve akıcı konusan çocuk, yavas yavas ya da birden tutulur. Önceleri belli sözlerde, daha sonra her sözcükte takılır. İlk heceleri çıkarmakta güçlük çeker, sözü uzatır. Sıkılır, bunalır, kızarır, el kol veya bas oynatarak konusmaya uğrasır. Kimi çocuk belli sözlerde, kimi çocuk ilk sözcükte takılır. İlk sözcüğü çıkarırsa arkasını getirebilir.

Kekemeliği ilk fark eden çocuğun anne-babasıdır. Çok yaygın olarak korku vb. travmatik bir olay ile iliskilendirme eğilimi vardır. Tam olarak sorgulandığında, ne zaman, nasıl ve neden basladığına iliskin kesin bir bilgi verilemez. Aile baslangıçta geçer umuduyla önemsemeyebilir, fakat endiselenmeye basladığında ilk basvuracağı kisiler genellikle çocuk doktoru, KBB uzmanı, psikiyatrist, çocuk psikiyatrisi, psikolog vb. dir. Dil ve konusma terapisti, kekemelik sikâyetiyle kliniğe basvuran çocuğun ailesinden genel bilgiler aldıktan sonra, çocuğun konusmasını değerlendirir ve gerçekten kekemelik davranısları gösterip göstermediğine karar verir. Tanılama sırasında konusma hızına, biçimine, takılmalara, ses-hece-sözcük tekrarlarının olup olmadığına, bloklara, ses uzatmalarına dikkat eder. Kekelemenin siddetini ölçer. Buna göre, benimsediği yaklasım doğrultusunda bir terapi planı önerir ve ailenin kabul etmesi durumunda terapi uygulanır.



TEDAVİ

En sık kullanılan tedavi yaklasımları davranıs modifikasyonu, nefes egzersizleri ve konusma terapisidir. Geleneksel tedavide alısılmıs stereotipik davranıs örüntülerinin degistirilmesi, ögrenilmis tepki ve gerginligin azaltılması üzerine odaklanılır. Blokların analizi ve modifikasyonu yapılır, azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılmasına çalısılır. Daha yeni terapi tekniklerinde konusma akıcılıgının yeniden düzenlenmesine odaklanılmaktadır, ses, hece ve sözcüklerin arasında düzgün geçisler, hız ayarlanması ile konusmanın yeniden düzenlenmesi yapılır. Geleneksel yaklasımlar küçük çocuklar için çok uygun degilken akıcılıgı kolaylastırıcı yaklasımlar küçük yas grubunda son derece basarılı bulunmustur ve relapsların da seyrek oldugu dikkati çekmistir.

Kekemelikte ailelere çocugun konusmasında, akıcılık bozuldugunda üzerinde durmamaları söylense de ailelerin çogu bu durumu göz ardı etmekte ve çocugun konusmasına gerek sözel gerekse duygusal tepkileri ile müdahale etmektedirler. Bu nedenle aile danısmanlıgı özenle yürütülmelidir. Aileye özellikle 2-3 yas döneminde düsünce hızının konusma hızından önde oldugu ve akıcılıktaki bu bozulmanın geçici oldugu açıklanarak kaygı düzeyleri azaltılmalıdır. Çocuga konusması konusunda baskı yapılmaması, kelime ya da cümlelerinin düzeltilmemesi ve tamamlanmaması, kendini rahatça ifade etmesine olanak tanınması, konusurken sabırla dinlenmesi, çocugun dikkatinin konusması üzerine çekilmemesi gibi öneriler verilmelidir. Alay etme, utandırma, zorlama gibi tutumlardan kaçınılması gerektigi üzerinde durulmalıdır